18 Haziran 2010 Cuma

Uyku Kaçması Saçmalamarı Gibi Bir Durum İşte..

Gene bir faili meçhule kurban gitti uykum.. Oysa bütün bütün içtiğim hapların yarısı işe yarasa, şimdi kelime kovalamak yerine rüya kovalıyor olurdum..

Hani "Dertlerimiz olmasa, koca dünyayı ufacık mutluluklarımızla nasıl doldururduk.." hesabı, kelimeler olmasa, koca geceyi ufacık uykucuklarla nasıl doldururdum..

Aklımda kalan son "ben"i de kovalasam, yeni düşünceler ne getirirdi acaba bana? Bir köpeğin salyasından damlayan bir nefis? Yaptıklarımın gölgesinde kalan "yapamadıklarım"? Ya da harıl harıl yanan bir ateşe durmadan atılan odunlar gibi birbiri ardına gelen dakikalar..

Bazen aklım bulanıklaşıyor böyle gece vakti uyanıverdiğimde. Neredeyim? Hangi zamandayım? Kanepe mi bu yattığım, ranza mı yoksa büyük bir yatak mı? Hangi tarafım sol ? hangi tarafım sağ? Hangi yanım felçli gibi uyuşuk? Hangi yanım gözüm?

İşte tam bu düşüncelerin üşüştüğü vakit zaman pıtılaşıyor sanki. Hayat, damarlarımı tıkıyor. Tıkanık damarlarımdan kan gitmeyen günlerim teker teker ölüyor.. Tam gelecegim intihar edecekken, geçmişim gelip intikamını alıveriyor..

Ne işi var bu düşüncelerin aynamda? Her tan vaktinde gözlerimin altındaki halkalara oturmuş neyi bekliyorlar?..

Siz hiç "zaman çıkmazı"na girdiniz mi? Bazı geceler olur, saat 3'ten 4'e geçmez.. Sanki günler geçer ama o 1 saat geçmez.. Saate bakarsınız, uyur uyanırsınız, kalkar işersiniz, müzik açar uyuyakalırsınız, gene uyanırsınız, bir bakmışsınız hala saat 3ü bilmem kaç geçiyor. Yok yalan, aslında geçmiyor.. İşte ben bu çıkmaza birkaç günde bir uğrarım.. Gündüzleri uyanıkken kısalan ömrüm, gece uyanıkken uzuyor sanki..

İşte tam şuan, içi boş bir çerçeve, acısız bir ölüm, kokusuz bir ten gibi. Ne kadar da boş..

Hava da leş gibi sıcak. Sırtımın sağ tarafında, ortaya yakın bir yerden tek bir damlanın süzülüşünü hissediyorum, adı ter. O da ne yapsın.. Tuzunu alıp gidiyor işte..

Bu arada 10 dakika falan bekledim bu aklıma geleni yazmamak için ama o galip geldi.

Rüzgarların cilvesine aldandın
Gül dalındaa pervasızca sallandın
Dikenlerine battın sen hep
Kendi kök yollarının
Ve hep gölgesinde kaldım ben
Aslında hiç olmayanın..


Yazmaktan sıkıldımm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder