17 Şubat 2014 Pazartesi

to do or not to do

Hep aynı şeyleri düşünürken buluyorum kendimi. Üzerinden bir sürü zaman geçmiş yığınla eksiklik, yanlışlıklara neden sayfa sayfa yalnızlık. Yeni bir mail açıp aynı şeyleri defalarca yazıp yazıp, sonra her zamanki sakinliğimle o mail penceresini kapatıp, gün içinde cevaplayamadığım onlarca maile geri dönüyorum. Hiç görmediğin bir yerde oturuyorum. İçinde ufacık kaldığım bir boşluk evinde yaşıyorum. Aynı evi paylaştığım, sana ait şeyler büyüyor büyüyor büyüyor, kendiliğime hiç yer bırakmıyor. Eskisi gibi güzel kitaplar okumuyorum artık. İlaçlarım da arttı. Dağınıklığımı toplayan bir temizlikçi abla var. İşlerim hep önemli zaten benim.. Şimdi gene saçma bir sunum hazırlayacağım. Hafta sonu organizasyon büyük uhuuuu öyle böyle değil.. Gideyim ben hiç bir şey yapmayayım bari..

8 Eylül 2013 Pazar

DOT

97 yılından beri kendimce bir şeyler yazıp duruyorum. Çok defterler doldurdum. Kağıtlar, word dosyaları.. Ancak bugün son yazımı yazıyorum. Az önce evdeki tüm kitapları ve fotoğrafları koliledim. Bir daha açılmayacaklar. 30 yıllık gereksiz ömrümde gerçekten sevdiğim tek kadından vazgeçtim. Onun ardından; kelimelere, cümlelere ya da anlamlara ihtiyacım yok. Bu yazılara ve bu bloga da ihtiyacım yok. Çalışıyorum. Yaşlanıyorum. Hayatımı bu ikisiyle dolduruyorum. Şimdiye kadar her şeyi dışa vurabildim, yazabildim. Ama bunu yazamıyorum. Bunu yaşıyorum.. Bir "hoşçakal"sız ne hoşum ne de kaldım. Eski yazılarımın hepsi burada hoşçakalsın.

7 Nisan 2013 Pazar

Uçmaktan vazgeçen kuşa kanatları yük olur.

14 Mart 2013 Perşembe

Kilometrelerce kaçtım bir şeyler yazmaktan. Alkolle boğdum tüm boş zamanlarımı. Sonra öyle bir hale gelivermişim ki; olduğum her yer gurbet, beni arayan herkes yabancı. Sonra öyle bir yalnızlaşmışım ki;

16 Ekim 2012 Salı

İntihar

Her intihar ölümcüldür. Bazen kalbin durur. Bazen de bir başkasının kalbi senin için atmaz olur..

2 Nisan 2012 Pazartesi

Afakan

Canımızın çektiği şarap
Kanımızın çektiği kırmızısı..
Canımıza azıcık kan batsa
Şaraptan alırız hırsımızı..

--0--

Saat kim? Dakika nerede?
Zaman nasıl? Nasıl bir zaman?..
Unuttuk soru sormayı bile,
Sen orada ben burada, gel zaman git zaman..

--0--

Bir yudumla sarhoş olsam..
Bir nefesle kalbim dursa..
Bir tokatla ölsem şimdi..
Yanaklarım cennet olsa..

19 Haziran 2011 Pazar

Resim 2011

Seçimleri, toplumdaki değişikliği belgelemek için, devletin kendi eliyle yapıp, sonucunu bazen gözümüze bazen götümüze soktuğu, resmi anketler olarak görüyorum.

Bu seçimi tek başına düşünmek yerine, 2002'den beri süregelen bir süreç olarak görmek lazım. Tek başına iktidara gelen bir hükümet.. Yapılan yerel seçimlerde, belediyelerin çoğunu silip süpüren, seçimi domine eden bir parti.. Aleyhine düzenlenen söylemlere rağmen, iktidar partisinin isteğine uygun bir referandum.. Ve son olarak da bu saydıklarıma kıyasla, oyunu da yüzdesini de arttıran bir yönetim tarzı..

Tam bir başarı öyküsü değil mi? Değil.. Bu bahsi geçen partinin değil, toplumdaki değişimin resmidir. Ancak resmi de AKP'nin çizdiğini belirtmek gerek.

Bahsedeceğim AKP ve AKP hükümeti değildir. Kendileri de yaptıkları da ortadadır. Yazacaklarım tamamen Türkiyeliler ve CHP hakkındadır.

"CHP uzun yıllardır bir hayal kırıklığından başka birşey değil." diye düşünüyorsanız, hem haklısınız hem de haksız.. Haklısınız, çünkü yıllardır Türkiye'nin geleceğinde en ufak bir etkileri olmamıştır. Yapamadıklarının yanına bir çok "yapmadıkları"nı eklemişlerdir. Ancak Deniz Baykal dönemini bir hayal kırıklığı olarak görmüyorum. Çünkü ortada CHP diye bir şey bırakmamıştı Deniz Baykal. Yapılanlar tamamiyle kendisine aittir.. Son CHP başkanlık seçiminde de en eski ve en etkili CHPlilerin söylemleri de bu yönde değil miydi?.. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP kültürünü, kimliğini geri getirecek diye seçilmedi mi? Kimliğinin ve kültürünün olmadığı yerde bir siyasi parti olur mu?..

Kemal Kılıçdaroğlu.. İşte bu isim tam bir hayal kırıklığı.. Bir yoklayın hafızanızı, bu ismi ilk ne zaman öğrendiniz? İ. Melih Gökçek'le olan TV programlarından değil mi? Rezil etmişti İ. Melih Gökçek'i. Sonrasında ne oldu hatırlayanınız var mı? Deniz Baykal'ın ayak oyunlarına kurban oldu, oyuna geldi. En güçlü olduğu Ankara'dan değil de, alakasının olmadığı İstanbul'dan Büyükşehir Belediye Başkan (BBB) Adayı oldu. Ankara'dan girip İ. Melih Gökçek'i devirip BBB olsaydı, CHP içinde efsaneleşip, Baykal'ı devirebilecek tek güç olacaktı. Baykal her zamanki zekasıyla, bu durumu çok kolay halletti..

Bu durum bile Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderlik vasfını sorgulatmıştır bana. Sonrasında CHP Genel Başkanı oluş şekli.. Kendisi için çok üzülüyorum; çünkü her başkan, nasıl geldiyse öyle gider siyasette. Kendisi de bunu görecektir..

Kemal Kılıçdaroğlu.. Acilen istifa etmesi gereken, pasif bir başkan.. Neden mi istifa etmesi gerek? AKP'ye karşı 3. hezimetini yaşamadı olabilir mi? Geçen seçimden bu yana CHP'ye pek bir şey katmadığından olabilir mi? Sadece son bir sene içerisinde yaşanan rezaletler bile bir ana muhalefet partisini iktidara taşıyacak kadar kalınken, iktidar partisinin yükselişine engel olamadığı için olabilir mi?

"3. hezimet mi?" diye soran olursa diye söyleyeyim; 1- İstanbul BBB lığını Kadir Topbaş'a kaptırdığı yerel seçimler, 2- Referandum, 3- 2011 genel seçimleri. Katılmayan varsa, CHP ve genel başkanından ne beklediğini bir daha düşünmeli bence..

Bunlar hep, AKP'nin çizdiği resme ortak olamaması demek CHP'nin. Yerel otoritede yoklar, genel otoritede yoklar.. Bİr ülkeyi iktidar partisi, iktidar partisini ana muhalefet partisi yönetir. CHP yerel idareyi de, genel otoriteyi de yönetmekten, yönetenleri denetlemek ve sorgulamaktan aciz kalmıştır..

Yazım AKP karşıtı gibi görünebilir. Çok da umrumda değil; ne AKP ne de karşıtı olduğumu düşünenler. Herkes herşeyi yapabilir, cezasına razı olduktan sonra bana ne ki..

Ama karşıtı olduğum şeyler var. Tekdüzelik, aptallık, unutkanlık, ahmaklık, iyi niyetin çekirdek külahı yapılması, ayrımcılık, şımarıklık.. Ve daha çok uzar bu liste. Bu liste benim halkıma ait. Benim halkım aptal, benim halkım ahmak, benim halkım unutkan, benim halkım kötü niyetli, benim halkımın birlik beraberliği kalmamış, benim halkım diye bir şey kalmamış..

Nasıl unuttunuz şehitlere "kelle" denilmesini? Nasıl unuttunuz Tekel'in satışını? Nasıl unuttunuz Telekom'un satışını, hükümetin kendi eliyle tekel yaratışını? Nasıl unuttunuz, ülkenin en çok gelir getiren TÜpraş'ının komik fiyata elden çıkarılışını? Üniversiteye giriş sınavını nasıl unuttun halkım? Unakıtan'ı nasıl unuttun? Nasıl unuttun Habur'u? Teröristlerin bayramlıklarını giyerek ülkeye hain gibi değil de kahraman gibi otobüs üzerinde gelişini? Savcılarımızın terörist ayağına gidişini, devletin teröristi muhatap almasını nasıl unuttun? Hatırlar mısın halkım, bu ülkede "Kürdistan" lafını ilk söyleyen cumhurbaşkanının Abdullah Gül olduğunu? Daha sayayım mı? Benzin fiyatını sorayım mı sana? Artan vergileri biliyor musun? Yurdun topraklarının nasıl satıldığını, kamu topraklarının nasıl peşkeş çekildiğini biliyor musun ki unutasın? Toki'nin, devlet desteğiyle, serbest piyasada rekabeti nasıl bitirdiğini biliyor musun? Hangi çiftçimiz annesinin elini öperken "Ananı da al git!" sözünü hatırlıyor?

Daha sayayım mı? Saymayayım, nasılsa unutacaksınız..

Neredesin halkım? Neredesin Cumhuriyet Halkımın Partisi? Hiç mi çalışmıyor kafanız? Yoksa bu ülkede hiç çiftçi, şehit yakını, hiç ekonomist, hiç öğrenci ve ya yakını, hiç hümanist, hiç çevreci yok mu? Madenci yok mu? Siyanür karşıtı Kütahyalı yok mu? Unutmayan Hopalı yok mu? İşçi yok mu?..İhracatçı yok mu? Tekstilci yok mu? Bilimadamı yok mu diye sormuyorum bile.. Hadi bu insanların işi gücü var, bu ülkede hiç mi işsiz yok?.. Neredesiniz?

Hakediyorsunuz.. Bu hükümetin götünüze boru hattı döşemesine, hatta nükleer santral sokmasına layıksınız.. Suratınıza karşı ağzına geleni söylemesine, "siktir git" demesine layıksınız.. Bu CHP barajı geçmeyi bile haketmiyor aslında, ama Atatürk'ün adı onlara hala umut aşılıyor, aşılayacak. Ama içindeki küspeleri temizlemeli..

Bu seçim, bizim çeyrek asrımızı etkileyecek. İşte sizlerin çocuklarınızın geleceğini oluşturma şekliniz bu.

Son olarak, sözüm seçim sonucunda en büyük etkinin cehalet olduğuna kendini inandıran insanlara. İyi analiz edin; Türkiye'nin eğitim düzeyi en yüksek illerinde AKP geçti CHP'yi. Trakya yıllardır CHP'nin kalesidir. CHP'nin etkili isimlerinin hiçbiri trakyalı değildir. Trakyaya gelen görmüştür; bu toprakların büyük çoğunluğu çiftçi, esnaf, işçi, mekanik ustası vs. gibi meslek gruplarına dahildir. Eğitim düzeyi ortalamadır. Memur oranı çok düşüktür. Ancak yerel seçimler olsun genel seçimler olsun, tercihleri hep CHP yönünde olmuştur. Sorun eğitimsizlik değil, iyi düşünün..

Resmi iyi görün, çizenlerin fırça darbelerini asla unutmayın..