26 Nisan 2010 Pazartesi

Günce

Öncelikle hastane hayatına alıştım. Kaç hafta oldu.. Artık yadırgamıyorum..

Bu hastalık denilen meret insanı pek bir değiştiriyor.. bknz: doktorlarla dost olmak

Bir de düşünme frekansı değişiyor insanın. Birkaç kelime okuyorum (bir mesaj, bir yazı, bir haber, bir kitap) ve bir anda farklı günlere dalıveriyorum. Zaman yolculuğu gibi, dini bir trans ya da paralel evrenlere inanmaya başlamak gibi değişik haller yaşamaktayım.

Ama hala hiçbirşey denize bakmak gibi güzel değil..

Bazen bir anı özlüyor insan, bazen sağlığı, bazen çalışmayı, bazen de hiçbirşeyi..

Bir de son günlerde ayak bağı gibi hissetmeye başladım kendimi.. İnsanlar bana takıldıkları için yürüyemiyormuş gibi yapıyor, üzerine basılan ayakkabı bağcıklarına karşı zeytinyağı olma durumları..

Hergün 6 hap içip, krem sürüp, özel sabun kullanmak çok can sıkıcı ayrıca..

Yazmayın artık.. Bir günde bunca hap yetiyor bana..