28 Aralık 2009 Pazartesi

Saat saçma yarısı olmuş..

Geçen gün Ankara'daydım, yarın Bakırköy Acıbadem'de, sonraki gün kimbilir nerde.. Gözümde uyku, elimde direksiyon, aklımda biraz sen biraz ben. Evet, çok tehlikeliyim.. Gecelere çarparak ilerliyorum yolda, farlarım sönük.. Ayaklarım, kırık dökük.. Yakıtım bitene kadar..

Yorgun argın

Çok yorgunum. Ankara ziyaretleri iyi gelse de motivasyon kaybımı ve yorgunluğumu geçirmedi.

Yeni bir hafta bekliyor, bir çok şey var yapmam gereken.. Beni "push etmek"ten başka bir işe yaramıyorlar ama..

Kısa bir tatil iyi gelecek. Şehirdışı lazım..

Neresi? Bilmiyorum..

27 Aralık 2009 Pazar

Ne

Ne verirsen onu alırsın..
Ne verdiysem onu alırım..

21 Aralık 2009 Pazartesi

Paulo Coelho

Ne demiş üstad..

"You can have anything, but you can't have everything!.."

20 Aralık 2009 Pazar

Fading Into Black

İnanmak ve güvenmek, cehennemde yürüyebilmek gibidir.. Getirdiğim ateşte yaktın bizi sen, iyi bilirsin..

From motorize to mobilize

Mobilize bir hayatı seçtim motorize ruhlara inat..

Hangi şehirdeyim, ne önemi var?..

Hangi şehirde "yok"um, ne eksiği var?..

EKSİlmeyen ARTIklar ve artmayan eksiler..

Sen konuş, ben açayım. Sen oku, ben susayım..

17 Aralık 2009 Perşembe

Eyvallah

"Yor" dan "Yorul" u türettim bugece.. Güle güle kullan..

S-arm-al

Sana yazıp kendime gönderdiğim mektuplarla doldu çöpüm. Ben çöpüm, sen mektup.. Ben doluyorum, sen postacının elinde pullu oyuncak..

16 Aralık 2009 Çarşamba

Sızı

Kelimeler var, kendime zannediyorum.
Ağzım acıkıyor bazen; söylesem doyarım zannediyorum, söyleyemiyorum. Ama sen doyuyorsun..
Dinliyorsun beni, biliyorum. Ama hiç "Gel!" demiyorsun..
Söyleniyorsun, dinleniyorsun, ama ne kadar görülüyorsun; hiç bilmiyorsun..

Kendi içinde bir sarmala dönüştü virajların dışına kaçışlarım. Firariyim yollardan, "sabit"e dönüştü yanışlarım..


Başlığı sahiplenme; içinde harfleri yok isminin..

15 Aralık 2009 Salı

İtiraf

Yorulursam gözlerim görmez sanıyorum ya, galiba yorulmadan da beynim görmüyor..

Eşşek

Eşşek gibi hastayım. Bir de üstüne eşşek gibi işim var.. Bu karmaşa içinde yaptığım eşşekliklerden hiiç bahsetmiyorum zaten.. Uyku yok rahat yok durmak yok dinlenmek yok dinlemek yok..

Umarım kısa sürer..

13 Aralık 2009 Pazar

Perde-Siz

Masal gibi bir hayat için yalanları yaşamak gerekiyormuş. Eeee anlatılacak bir hikaye olmamı kimse kabul etmedi, şimdi masalımı izliyorlar..

Tadını çıkartın, oyun tek perde..

Yor-uM-SuS

7 Aralık 2009 Pazartesi

Çemkirmek!

Yok, bunu yazmam gerek!

Beni aptal sanacak kadar aptal olmayan insanlar istiyorum çevremde..

Tek seferde anladığımı tek seferde anlayabilecek insanlar..

Onların anladığımı anlamadıklarını anladığımı, anlamadım sanıp tekrarlamalarından nefret ettiğimi anlamalarını, kısacası ANLAMALARINI istiyorum..

Bu kadar değil tabi..

Artık;

hiç bir zaman bırakıldığım yerde kalmadığımı,
yapılanları unutmadığımı,
haklı çıkmaktan yorulduğumu,
zamanın getirdiklerini alıp götürdüklerinin üstüne sıva çekmediğimi,
görmem için bakmama gerek olmadığını,
herkesten, herşeyden vazgeçebileceğimi,
algılarımı salgılarımın yönetmediğini,
cama baktığımda sadece camı gördüğümü anlamanızı istiyorum.

Anlayın.

Anla.



Çünkü ben artık her bi boku anladım.

3 Aralık 2009 Perşembe

Arama

Dur tahmin edeyim:

Bakıp durmalar faydasız di mi?
Söyleyemediklerin batınca onları ufacık bir kutunun içine yazıyorsundur kesin..
Özleyip özleyip dışarı atıyorsundur kendini..
Sıkıntı veren hisler yerine öfkelenmeyi tercih ediyorsun di mi?
Anlamaya çalışıyorsun ama anlamıyorsun; "Neden"..
İyi giden herşeye rağmen en gizli yerlerde bir "Keşke"n de vardır..

Ve yazamayacaklarım..

Buralarda gözlerimle değil, aklımla görüyorum ben seni oralarda. Bu yüzden oralarda gözlerinle gördüklerini buralardaki bana aklınla anlatmaya çalışma..

Arama.

Memories #bilmemkaç

2 Aralık 2009 Çarşamba

Peri'yle Ecem'in yediği mim efendim.

Ulan bu bana yapılır mı!? Ne işim olur mimle kimle.. Biri Peri'ye "Elim sende" demiş. Bizimki ebe olunca da tutmuş beni Ecem'i bilmem bikaç kişiyi daha çekmiş bataklığına.. Gazı alan Ecem de tutmuş gene benle onu bunu mimlemiş falan filan.. Dönüp dolaşıp dürten bir lanet gibi.. Günahımı ödiyim de kurtulayım, borçlanmıştım zaten..

Neyse, başlayayım..

...Blog'una neden bu adı verdin?

Ne bileyim lan.. Açık değil mi sanki biraz..

...Blog yazarken star tribiyle istediğin, olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı?

Aaaaa olmaz olur mu hiiiççç!.. Kremşantiye bandırılmış çilekler mi demezsin.. Sırtımı kaşıyan fıstıklar mı.. Bir de yazarken ayaklarım 37 derece suyla köpüksüz yıkanıyor olmalı.. Perdeler çekilmiş olmalı (yazarken nasıl bir ruh haline bürüneceğim belli olmaz, belki yazımın şehvetine kapılırım felan maaazallah..). Biri de sol arka çaprazımda çello çalmazsa aklım blog yazmaya çelinmez bilesiniz..

...En son satın aldığın garip şey?


Ressam olmaya çalışan çaylaklarım tahta adamları var ya.. Onlardan aldım.. Biraz yaratıcılıkla bayaa garip olabiliyor..

...Şeker gibi olduğun anlar?

Yok öyle bir zaman dilimi.. Yalanmaya müsait olmayan bir yapım var..

...Arkadaşım artık sormayın şunları dediğin şeyler?

Cümleyi aynen yazıyorum.. "Aaaa genetikçi misiğn ciddeeeeeğnnn?"

...Seksin sendeki rengi?

Renk menk yok.. Transparan.. Baktın mı içini dışını arkasını markasını görceksin..

Sıradaki!..

...Aynaya bakınca gördüğün?

Uyandığına pişman iki göz..

...Kendini okutan blog dediğin?

Küfürlü blog seviyorum arkadaş.. Bir de hatun yazmış olsun, biz erkekler beceremiyoz bu boku.. Ne işimiz var edebiyatla..

...Bu blog sahibi/sahibesiyle karşılaşabileceğin yerler?

Bok mu var karşılaşcaksınız benimle.. Görünce imza mı isticeksiniz? Aaa yok görünce hemen bileklerimizi kesip kanka olcaksak haftanın 2-3 günü gece 10-12 arası Nişantaşı'nda, 2-3 günü Taksim'de, arada bir Boğaziçi Güney Kampüs'te, Bebek'te ve Beşiktaş'ta görebilirsiniz.. Ama her daim Şişli'de denk gelebiliriz.. Tavsiye etmem, küfür sever bir bünyeyim..

Ahan da bittiiiiii.. Bu boku bana yediren başta Peri olmak üzere Ecem'i de en içten duygularımla öpüyorum(!)..

Selametle