30 Eylül 2009 Çarşamba

Mola

Cuma akşamına kadar Tekirdağ'a gitme kararı aldım, durduk yere.. 3 gün mola.. Ama döndükten sonra ' "Sensizlik Günlüğüm"e başlama' kararımı da çıkarıverdim buruşturup buruşturup tıktığım çekmeceden.

Bakalım dönene kadar daha ne saçma kararlar alcam =D

3 gün kafanızı dinleyiniz efendim..

Selametle

29 Eylül 2009 Salı

?

Bu kadar saçmalığı bir araya getirip, buna hayat diyebilip de nasıl yaşıyoruz?

Söyle

Sen gittin,
Artik gecem gündüzüm bir..
Uyurken rüya görmemek nasil bir boşluksa,
Sensizken uyanık olmak da öyle..
Tablolara bakıyorum boş boş,
Aynalardan siliniyorum..
Hayat su gibi; kokusuz.
Renkler de soluyor bu kış güneşinde..
Kan mı damladı en masum mektuplara?
Haykırışım bu sessizlik,
Anaforlar sakin..
Hani sonsuzluk saklıydı içimizde!?
Ya biz, hani nerede?
Hüznün sevince,
Pişmanlığın kedere yanmasını gördük biz,
Nerde şimdi o sol göğsümüzdeki hayvanın içindeki giz?
Diyorsun ki; "Gel saklanalım hayata.".
Peki, ya iki yabancı da yabancıysa aşklarına?
Deger mi bu gözyaşlarına?
Ah kalbim kansa keşke sahte bir tebessüme..



Kozadan çıktım diye kelebek mi oldum, söyle!
Filizlendim diye çiçek mi açtım, söyle!
Nasıl yaşarım ben şimdi bu şehirde?
Öldüm diye bittim mi sandın, söyle!

28 Eylül 2009 Pazartesi

Ver iz may yazma isteği?

Okumayı uzun zaman önce bıraktım. Yani yeni birşeyler okumayı. 7. kez okuduğum kitabı 8. kez okumayı artık okumak şeklinde isimlendirmek aptalca.. Bu yüzden olsa gerek, artık yazasım da gelmiyor. Dinliyorum.. Şarkı, şiir, haber, fıkra.. Bazen yolda yürürken esnafı dinliyorum; esnaf muhabbetine oldum olası meyilim vardır.. Dinlemenin beni yormadığını farkettim.. Belki sustuğumdandır.. Bu blogları zar zor yazmamın tek nedeni de yazıyor olmak değil aslında, nedeni çok başka. Şehiriçi belediye otobüsünde sessizce oturup, empeüç pileyırımı açmadan insanları dinlemek bir öğreti gibi geliyor artık, salak saçma.. Son günlerdeki fetişim bu. Tavsiye edilir..

23 Eylül 2009 Çarşamba

59

Çok karışık bir bayram oldu.. Hep geçtiğim sokaklardan hiç taşımadığım bir özlemle geçişlerimde saplanan okların tüylerinde baş harfin vardı, özenle işlenmiş.. İlk kez geriye dönmek istedim, yıkmamak için.. Slow-motion vazgeçişlerim olmadı değil. Bukez teğet geçmeyen 'doğru' parçalarım böldüler fikir çemberlerimi.. Bayram tek nedeni değil bu afacan şarkıya takılıp kalmamın.. Cümlelerce itirafım var, sessiz harfler yığını olarak kalacak.. Bu şehirden acilen uzaklaşmam lazım.. Az kaldı.. Sonrası; aynı keşmekeş..











17 Eylül 2009 Perşembe

Bayram ile aile reaksiyona girer mi?

Bayram günlerinde aile daha aktif olmakla birlikte bulduğu her akrabayla reaksiyona girebilmektedir. Bayramın 1. günü saat ilerlemeye başlayıp da aile büyümeye başlayınca bendeki sterik etkisini göstermeye başlar. Saatler geçtikçe daha inaktif olan bu çocuk ananesinin baklavasıyla yeniden etki gücünü arttırmak suretiyle bayramın 2. ve 3. gününü geçirebilmektedir..

Bu akşam bayram yolculuğu var memlekete.. 1 hafta sonra şekerlerle dönerim.

Herkese İyi bayramlar.. Çocuklara şeker vermeyenleri bayramdan sonra sıra sopası beklerrr..

Hoşçakalın.

15 Eylül 2009 Salı

Gece

Nedir bu kibrin? Yıldızlarını sökerim lan senin!

14 Eylül 2009 Pazartesi

15 Eylül Salı

Yarın için biraz gerginim. Tamam, yalan söylüyorum. Çok gerginim. Verdiğim bir söz var ve tutabilmek için biyolojimi, psikolojimi ve hatta kimyamı zorluyorum. Her emeğin bir karşılığı olduğuna eminim. Ama bu karşılığı ne zaman alacağım konusunda artık sabırsızım. Yarın görmek istiyorum emeklerimin gölgesini.. Yoksa güneş ensemde boza pişirecek..

13 Eylül 2009 Pazar

Karşıkmakarı

Kafam öyle karışık ki; kelimeleri yanyana dizip cümle oluşturamıyorum. İnsanların 'hayat'ı büyütüp büyütüp kendilerini küçültmeleri karşısında sussam susamıyorum, gülsem gülemiyorum, acısam üzülüyorum. İnsan verdiği her değeri kendinden eksilterek veriyor ya, artık selam bile veresim 'kalmıyor'.

Kelimelerden cümle kurdum ama cümlelerden bir yazı çıkartamadım. Buna da şükür.

Not: Salı'dan sonra bir nefes, Çarşamba'dan sonra bir ferahlık.. İşte bunları bekliyorum..

12 Eylül 2009 Cumartesi

Nereye?

Hayatımın, bundan birkaç ay öncesinde düşündüğüm yerlerden çok daha farklı noktalara ilerlediğini itiraf edebilcek kadar cesur buldum bugün kendimi. Günlerin rüzgâr etkisi bu olsa gerek.. Tahmin etmediğim bahçelerde tahmin etmediğim bir rahatlık buldum. Nehirlere ters yüzmekten vazgeçmem dönüm noktasıydı galiba.. Şimdi deniz yakın, görür gibiyim. Ozaman daha büyük kulaçlara hazırlanmalıyım. Ama şimdi rafting zamanı..

Devam..


10 Eylül 2009 Perşembe

Güzel Eylül

Gerçekten mağdur olduğum nadirdir. Bu da onlardan biri. Ama umrumda değil. Buna rağmen, hayatımda bu kadar şeyin iyi gittiği dönemler sayılıdır. 2 bilemedim 3.. Nazar değmesin, galiba halimden memnunum. Eylül 20 den sonra çok daha iyi olacağına eminim. Eğlenceye devam :)

not: yeni bir playlist e ihtiyacım olduğunu farkettim..

2 Eylül 2009 Çarşamba

Allah Uykumu Kabul Etsin..

Rüyadan uyanmayı sevmiyorum. Aynen rüyaya dalmayı sevmediğim gibi.. Gene bir uykudan uyanma vakti geldi.. Önce bi uyku sersemliği yaşarım.. Sonra camda derin bir nefes alır, kahvaltılık bişeyler atıştırır, başka bir rüyaya dalana kadar zaman öldürürüm. Nehir gibi akıp giden bir rutin.. Rutinlerde rafting yapmaya çalışan bendeniz..